ÖFKELİ KOMŞULAR
Bir başkası tafsilata girer. 'Biliyor musunuz?' der, 'Aslında iyi
sanatkârdır. Azaplar çarşısında çalışır, nalının hasını yapar. Ancak
kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine,
hem nerede namlı mimli kadın varsa takar peşine' Hele yaşlının biri çok
öfkelidir. 'İsterseniz komşulara sorun' der, 'Sorun bakalım, onu bir
kere olsun cemaatte gören olmuş mu?' Hasılı mahalleli döner ardını
gider. Bizim tebdil-i kıyafet mollalar kalırlar mı ortada. Tam Vezir de
toparlanıyordur ki padişah önünü keser.
- Nereye?
- Bilmem. Bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.
- Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem. Ama biz gidemeyiz.
Öyle veya böyle tebamızdır. Defnini tamamlasak gerek.
- İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.
- Olmaz. Rüyadaki hikmeti çözemedik daha.
- Peki ne yapmamı emir buyurursunuz?
- Mollalığa devam. Naaşı kaldırmalıyız en azından.
- Aman efendim. Nasıl kaldırırız?
- Basbayağı kaldırırız işte.
- Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini,
telkini...
- Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasılhane bulmalıyız.
- Şurada bir mahalle mescidi var ama...
- Olmaz. Vefat eden sen olaydın nereden kalkmak isterdin?
- Ne bileyim Ayasofya'dan, Süleymaniye'den. En azından Fatih Camii'nden.
- Ayasofya ile Süleymaniye'de devlet erkanı çoktur. Tanınmak istemem.
Ama Fatih Camii'ni iyi dedin. Haydi yüklenelim.
Ve gelirler camiye. Siyavuş Paşa sağa sola koşturur kefen, tabut bulur.
Padişah bakır kazanları vurur ocağa. Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar
ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzü
şakilere benzemez. Hem mânâlı bir tebessüm okunur dudaklarında.
Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin ona keza. Meçhul nalıncıyı
kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine hayli
vardır daha. Bir ara vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır 'Sultanım' der,
'yanlış yapıyoruz galiba'
- Nasıl yani?
- Heyecana kapıldık, cenazeyi sorup araştırmadan getirdik buraya,
Kimbilir hanımı vardı belki, belki de yetimleri?
- Doğru. Öyle ya. Neyse, sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp
geleyim.